Samsung’un bugüne kadar ürettiği en etkileyici cihazlardan biri olan Galaxy S25 Edge, olağanüstü inceliği, son derece hafif yapısı ve titizlikle işlenmiş tasarımıyla dikkat çekiyor. Cihaz adeta teknolojik bir şovun parçası gibi hissettiriyor.

Samsung, Ocak ayında Galaxy S25 serisini tanıttığında, artık büyük sürprizler beklemiyorduk. Ancak lansmanın sonunda gösterilen kısa bir tanıtım videosu, tüm ilgiyi gizemli bir model olan Galaxy S25 Edge’e çevirdi. Teknik detaylar paylaşılmadı; yalnızca bir isim, ultra ince tasarım ve merak uyandıran bir sessizlik.

Etkinlik sonrası, salonun ortasına kurulan özel bir alanda cihaz ilk kez sergilendi. Halatla çevrilen alanda telefon her açıdan görüntülenebiliyor, ancak dokunulmasına veya yakından incelenmesine izin verilmiyordu. Samsung bu model hakkında hiçbir açıklama yapmadı – ama bu sessizlik bile başlı başına bir mesaj niteliğindeydi. Neredeyse herkes, bu cihazın ultra ince olduğunu hemen fark etti ve içten içe daha fazlasının da gelebileceğini umut etti.

Ve nitekim öyle oldu. Samsung radikal yenilikler peşinde değildi, ama Apple’dan önce davranarak “incelik” odaklı yeni bir trendin öncüsü olmak istedi. iPhone 17 Air hakkında sızıntılar ortadayken Samsung hızlı davranarak ilk adımı attı. MWC’de aynı tasarım tekrar gösterildiğinde de sessizlik bozulmadı – ama o sessizlik şimdilik işini gördü.

Geçtiğimiz ay ise Galaxy S25 Edge nihayet resmen duyuruldu. Bu cihaz katlanmıyor, yuvarlanmıyor, kuralları yıkmıyor – yalnızca ince. Tam olarak 5.8 mm. Şimdi geriye tek bir soru kaldı: Bu yeterli mi? 4.399 TL’ye değer mi? Bu şık tasarım gerçek bir yeniliği mi saklıyor, yoksa eksikliğini mi örtbas ediyor?

Tasarım Özellikleri

Galaxy S25 Edge elde neredeyse gerçek dışı bir his veriyor. Samsung’un Galaxy serisinde şimdiye kadar ürettiği en ince telefon. 5.8 mm kalınlık, S25 Ultra’daki 8.2 mm’ye kıyasla neredeyse üçte bir oranında daha ince. Bu fark hem cepte hem de elde hemen hissediliyor.

Ağırlık açısından da belirgin bir düşüş söz konusu: S25 Ultra 218 gramken, Edge modeli yalnızca 163 gram. Ancak bu hafiflik kırılgan bir yapı izlenimi yaratmıyor. Titanyum çerçevesi, Gorilla Glass Ceramic 2 ile korunan ekranı ve IP68 sertifikalı dayanıklılığıyla tıpkı kalın modeller kadar sağlam bir yapıya sahip.

Kağıt üzerindeki veriler etkileyici ve teknik açıdan büyük bir başarı. Ancak tüm bu istatistiklere rağmen cihazın genel etkisi biraz daha sade kalıyor. Galaxy S25 Edge, geçmişteki ikonik cihazlar gibi – örneğin Motorola Razr ya da iPod Nano – kullanıcıyı büyüleyen bir tasarım sunmuyor. Bunun yerine daha çok mühendisliğin ön planda olduğu bir cihaz görüyoruz: Donanımdan taviz vermeden olabildiğince ince bir akıllı telefon üretme çabası.